Giresunun Konumu

Karadeniz Bölgesinin Doğu Karadeniz Bölümünde yer alan Giresun İli’nin, doğusunda Trabzon ve Gümüşhane, batısında Ordu, güneyinde Sivas ve Erzincan, güneybatısında yine Sivas, kuzeyinde de Karadeniz bulunmaktadır. İl toprakları kıyıda yer alan dar ova şeridi, bunun arkasında yükselen ve kıyıya paralel uzanan dağlardan oluşur. Giresun Dağları genellikle 2.000-3.000 m. yüksekliğindedir. Bunlardan en yüksek noktası 3.700 m. yüksekliğindeki Karagöl Doruğu olup, Balaban, Gavur Dağı Tepesi, Cankurtaran, Kırkkızlar da diğer yükseltileridir. Eğribel Geçidi, Şehitler Geçidi, Fındıkbel Geçidi bu dağlar arasındaki geçitlerdir. Bu dağların denize bakan yamaçlarının alçak kesimlerinden başlayan ormanlar bulunmaktadır. İl genelinde az yer kaplayan ovaların büyük bölümü kıyı kesiminde toplanmıştır. Bu ovalar, su sorunu olmayan verimli tarım alanlarıdır. Kıyı kesimlerden başka, iç kesimlerde Kelkit Vadisi’nde Avutmuş http://www.kenthaber.com/Resimler/2005/02/28/şelale.gifDeresi’nin Kelkit Çayı ile birleştiği bölümde küçük, bazı düzlüklere rastlanır. Giresun Dağlarının 2000 m. yi aşan bazı kesimlerinde hayvancılık açısından önem taşıyan birçok yayla yer alır. Giresun Dağları üzerindeki bu yaylaların başlıcaları, Kümbet, Kulakkaya, Bektaş, Tamdere, Karagöl, Eğribel, Kazıkbeli yaylalarıdır. Aksu ve Batlama vadileri arasında denize doğru uzanan bir yarımada üzerinde kurulan kent merkezinin doğusunda, kıyıdan 2 km. uzaklıkta Doğu Karadeniz’in tek adası olan Giresun Adası (Aretias) bulunmaktadır. Giresun Dağları çok sayıda akarsu ile bölünmüştür. Bunların başında Harşit Çayı (Doğankent) ile Kelkit Irmağı ve kolları gelmektedir. Giresun ve Gümüşhane dağlarının kuzey yamaçlarından çıkan Özlüce Deresi, Yağlıdere, Aksu ve Pazarsuyu Deresi de onları tamamlamaktadır. Bunlardan Harşit Çayı üzerinde Doğankent I ve II hidroelektrik santralleri kurulmuştur. Yüzölçümü 6.934 km2 olup, toplam nüfusu 524.010’dur.

Ekonomisi

İlin ekonomisi fındık üretimi, ticareti, balıkçılık, tarım ve hayvancılığa dayalıdır. İlin ekilebilen alanları kısıtlı olduğundan, kıyıda yaşayanlar fındık yetiştiriciliği ve balıkçılıkla, iç kesimlerde yaşayanlar da tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Fındık, mısır, buğday, patates, arpa, elma, armut, kiraz, incir, üzüm, ceviz, sebze ve az miktarda da çay, turunçgiller ve şeker pancarı üretimi yapılmaktadır. İlin iç kesimlerinde yaşayan halk, kıyı kesimlerine inerek fındık toplama işinde çalışırlar. Yaylalarda küçükbaş hayvan yetiştirilir. Alucra ve Şebinkarahisar’da sığır besiciliği yapılır. İlde kağıt fabrikası, süt ürünleri, fındık ve çay işleme tesisleri bulunmaktadır. Ayrıca orman ürünleri, dokuma, tekne yapımı, fındık kırma, gıda, kolonya ve çamaşır suyu gibi küçük sanayi işletmeleri bulunmaktadır. Giresun Tamzara dokumaları ile de ün yapmıştır. Rezervleri çok kısıtlı da olsa çeşitli maden kaynakları bulunmaktadır. Espiye yöresinde bakır, çinko; Görele’de demir; Tirebolu’da bakır, kurşun, bentonit, barit ve mermer; Şebinkarahisar’da bakır, kurşun, uranyum, alünit, flüorid; Dereli’de barit ve mermer, İl Merkezinde bakır, çinko, kaolin yatakları bulunmaktadır.

Katolik Kilisesi-Müze

Giresun Tarihi ve Tarihi Zenginliği

Giresun yöresinin tarihte ismi ilk kez MÖ.XV.yüzyılda Hitit kaynaklarında Azzi Ülkesi olarak geçmiştir. Bölge, Hititlerden sonra Frigyalılara bağlanmış, İskit ve Kimmerler Frig Krallığını yıktıktan sonra bu bölgeye Miletoslular yerleşmiştir. Karadeniz Bölgesi’nde 90’a yakın koloni şehri kuran Miletoslular, Giresun ve Tirebolu şehirlerinin de kurucularıdır. Miletoslular buraya yerleşmekten çok yörenin yer altı ve yer üstü kaynaklarından yararlanmak amacında idiler. Miletoslular Giresun’un bulunduğu yerde Kerasous ismini verdikleri bir kent kurmuşlardır. Türkçe’de hiçbir anlamı olmayan Giresun ismi Kerasous’tan kaynaklanmaktadır.

MÖ. VI.yüzyılda yörede başlayan Pers egemenliği Büyük İskender’in MÖ.331’de onları yenmesine kadar sürmüştür. Kerasous Kapadokialıların denetimine geçmiş ve bunu Makedonya yönetimi izlemiştir. Pontus Kralı I.Pharnakes MÖ.183’te Kerasous’u ele geçirmiş ve onun hemen yakınına Pharnakeia isminde bir kent kurmuştur. Pontus döneminde burası önemli bir maden üretim merkezi idi. Romalıların döneminde bu durum devam etmiştir. Giresun’da Romalılar tam bir hakimiyet kurmamış, Roma yönetiminin ilk dönemlerinde Romalı yazarlardan Ammianus Marcel’e göre Romalı komutan Lucullus buraya geldiğinde yabani kiraz ağaçlarını görmüş ve bu ağacın fidanlarını Roma’ya götürmüştür. Bu bilgi kirazın dünyaya Giresun’dan yayıldığı inancının kaynağı olmakla birlikte, Roma’da daha önce de kirazın varolduğu belirtilmektedir.
Kemer KöprüGiresun Romalıların ardından Bizanslıların denetimine geçmiştir. Bizans egemenliği döneminde Helen uygarlığının büyük bir hızla gelişip yayılmasına karşılık, Bizans İmparatorları, ülkelerinin içerisinde yaşayan ve başka soydan gelen insanları asimile etmeye çalışmışlar ve bu yolda en çok dil ve dinden yararlanmışlardır. Bunun için de Doğu Karadeniz’in ormanlık alanlardaki toplulukları itaat altına almak için ormanlar kesilerek yollar açılmış, yol boylarına muhafız kulübeleri yapılmış, bir grup Hıristiyan Bulgar Türk’ü de getirilip bölgeye yerleştirilmiştir. Bizanslılar bu yolda çaba harcarken 705 yılında ilk kez Arap orduları bölgeye gelip İslamlığı tanıtmaya başlamıştır.

XIII.yüzyılda yöre Pontus Krallığı’na bağlanmıştır. Haçlılar, Bizans’ın başkenti İstanbul’u ele geçirince (1204) İmparator Komnenos’un çocukları Trabzon’u alıp burada Trabzon Rum İmparatorluğu kurmuşlardır. Giresun da bu devletin sınırları içinde yer almıştır. Anadolu Selçuklu Devletine vergi vermeyi kabul eden ve 1244’te Moğolların egemenliği altına giren Trabzon Rum Devleti,Türklerin bir eyaleti haline gelmiştir. Trabzon’a bağlı bulunan Giresun ve çevresi Moğol nüfuzu altına girmiştir. Bu dönemde Oğuzların Üçok koluna mensup boylardan biri olan Çepniler; Ordu, Giresun ve Trabzon illeri sınırlarına yerleşmeye başlamışlardır. Giresun’un Türkleşmesi, Anadolu Selçuklu devletinin çöküşünden sonra Anadolu Selçuklu Beylikleri döneminde daha da artarak devam etmiştir. Türkmenler, Sinop, Samsun bölgesine hakim olduktan sonra, 1297’de Ünye yöresini ele geçiren Çepniler, Trabzon’a kadar akınlarda bulunmuşlardır. Bu tarihlerden itibaren Karadeniz’de ticaret kolonileri kurmaya başlayan Cenevizlilerin de şehirde temsilcileri olduğu sanılmaktadır. Dolayısıyla burada ayrıca Ceneviz nüfusu da etkili olmuştur.

Şebinkarahisar Kalesi

Giresun Kalesi

Giresun kalesi kentin kuzeyindeki yarım adanın kente hakim tepesi üzerinde yer almaktadır. Kalenin günümüze kadar gelebilen kalıntıları merkez kule ve ona bağlı güneydeki sur duvarlarıdır. Sur duvarlarının tabanındaki dikdörtgen büyük blok taslardan yapılmış bölümü, surların ve kalenin Roma Dönemine kadar gittiği izlenimini vermektedir.

 

 

Giresun Adası

Giresunun Adası

Karadeniz’in tek adası olan Giresun Adası kıyıdan bir mil açıkta yer almaktadır. 40.000 metrekare alana sahiptir. Adada özellikle Akdeniz defnesi ve Yalancı Akasya başta olmak üzere 71 tür doğal otsu ve odunsu bitki türü bulunmuktadır. Sonradan 10 adet ağaç türü daha ilave edilmiştir. Karadenizde Karabatak ve martıların doğal olarak ürediği Ada aynı zamanda göçmen kuşların uğrak ve dinlenme yeridir. Hakkında bir çok efsaneler anlatılan, Amozanların ve bir çok kavmin yaşadığı Ada’da mitolojik çağlara ait birçok kalıntıların bulunmaktadır. İkinci derece sit alanıdır. Yaz mevsiminde yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olan Ada günübirlik olarak ziyaret edilerek piknik yapılmaktadır. Ayrıca halk arasında Mayıs 7 si şenlikleri olarak bilinen 20 Mayıs Uluslararası Aksu Festivalinde Ada etrafıda küçük ve orta boy teknelerle özel turlar düzenlenmektedir.

Yaylalarımız

Kümbet Turizm Merkezi

   

Giresun’a yaklaşık 60 km. mesafede bulunan Kümbet Turizm Merkezi, Kümbet Yaylası başta olmak üzere çevredeki diğer bazı yaylalar ile Aymaç mevkiinden oluşmaktadır.
Yaylaya Giresun - Dereli-Şebinkarahisar yolu üzerinden 2 şekilde ulaşmak mümkündür. Dereli’den sonra Güdül-Yüceköy üzerinden gidildiğinde 60 km.’lik bir yol üzerinden ulaşılır. Ayrıca Şebinkarahisar yolundan devam edilerek, İkisu-Uzundere üzerinden de ulaşmak mümkündür. Bu durumda da Yaklaşık 84 km. yol katetmek gerekir. Daha önce stabilize durumdaki yol 2004 yılı temmuz ayından itibaren asfaltlanmıştır.Yaylada elektrik, su, ve telefon mevcut olup, ayrıca sağlık ocağı da hizmet vermektedir.

Aymaç Mevkii

   

Aymaç mevkii Kümbet yayla merkezinin yaklaşık 2 km. kuzeybatısındadır. Her sene Temmuz ayının üçüncü Pazar günü Kümbet şenliklerini kutlandığı Aymaç Mevkii, doğal güzellikler yönünden zengin, çevre manzarasına hakim bir tepedir. Yol boyunca ladin ormanları ve kır çiçekleri etrafı süslemektedir. Yayla çimlerle kaplı ve orman içine serpilmiş düzlüklerden oluşmaktadır.

Salon Çayırı Piknik Alanı

 

Giresun’dan Kümbet yaylasına girişte yayla merkezine yaklaşık 1km. mesafede Orman Bölge Müdürlüğünce tesis edilmiş bulunan Salon Çayırı piknik alanına ulaşılır. Salon Çayırında kır gazinosu ve her biri 5′er yataklı 3 adet dinlenme evi bulunmaktadır.

Koçkaya Dinlenme Tesisleri

 

Kümbet yerleşim merkezine 5 km. uzaklıkta olup, sakız kokulu çam ormanlarının içinde kurulan Tesis 17 kütük ev, 55 kişiye aynı anda hizmet verebilecek otel ve restaurant ile idari binadan oluşmaktadır. Ulaşımı asfalt yoldan sağlanmakta olan Dinlenme Tesislerimiz 2006 yılı içerisinde hizmete girecektir.

 

Bektaş Turizm Merkezi

 

Bektaş Yaylası

Giresun merkezden Evrenköy, Erimez, Yavuzkemal üzerinden gidildiğinde yaklaşık 56 km. uzaklıkta bulunan Bektaş Turizm Merkezi, çevresindeki Kulakkaya yaylası, Melikli Obası, Kurttepe Mevkii ve Alçakbel Orman içi piknik alanı ile birlikte bir bütün teşkil eder.
Bektaş yaylasına yukarıda belirtilen güzergahlardan başka 3 değişik şekilde ulaşmak mümkündür. Bunlar; Giresun-Dereli-Yavuzkemal, Giresun-Batlama Deresi-İnişdibi, Giresun-Bulancak üzerinden giden yollardır.
Bektaş yaylasında elektrik, su, telefon gibi altyapı mevcuttur. Yaylada 80 yatak kapasiteli ve iki yıldızlı bir otel de hizmet vermektedir.Yaz başlarında bile yer yer kar görülen yaylada Kurttepe mevkii kışın kayak yapmaya uygundur. Yaz aylarında burada çim kayağı yapmak mümkündür.

Kulakkaya Yaylası

Yavuzkemal YaylasıGiresun’a yaklaşık 45 km. mesafede bulunan yayla, 1500 rakımında ve ilginç doğa güzelliklerine sahip, Giresun’un eskiden beri en çok bilinen ve gidilen yaylasıdır.
Yol üzerinde bulunan Desput Kayası ve suyu, doğal güzelliklere sahip Erimez mevkii, Gelin Kayası ayrı birer ilgi odağıdır. Alçakbel Orman içi piknik alanında günübirlik rekreasyon imkanı, hemen yakınındaki Yavuzkemal beldesinde de her türlü alışveriş hizmeti bulunmaktadır.Alçakbel Ormaniçi Piknik Alanında günübirlik rekreasyon imkanı hemen yakınındaki Yavuzkemal Bucağında da her türlü alış-veriş hizmeti bulunmaktadır.
Kulakkaya; Kümbet ve Bektaş yaylalarına oranla, hem daha düşük rakımı ve dolayısıyla daha uzun mevsimi, hem de da-ta kolay ulaşım mesafesinde bulunması nedenleri ile günübirlik rekreasyon amacıyla daha yoğun bir kullanım talebi altında kalmaktadır. Bu nedenle, yaylada günübirlik rekreasyon tesislerinin ve kamp imkanlarının geliştirilmesi yararlı olacaktır.

 

 

DİĞER YAYLALARIMIZ


KARAGÖL DAĞLARI VE YAYLALARI
Karagöl Dağları; Dereli İlçesinin güneybatısında, Giresun-Ordu-Sivas İllerinin birleşme noktasına yakın bir konumda, Giresun’un en yüksek ikinci dağı konumunda 3107 metre yükseklikte bulunmaktadır. Karagöl Dağında bulunan; Karagöl Krater Gölü çevresindeki çayırlarla kaplı alanlar yörenin en meşhur yaylalarından birini oluştururlar. Dağın kuzeybatısında Ordu İli sınırına yakın olan bölgede Elmalı, Bozat Taşı ve İnboynu obalarıyla çevrili 3107 metrelik Karagöl tepesinin hemen altında bir buzul gölü olan Aygır Gölü bulunmaktadır. Doğuya doğru gittikçe dağdaki en büyük göl olan Karagöl Gölü ve bu gölün Aksu köyüne doğru inen vadisinde Bağırsak Gölü bulunmaktadır. Bağırsak Gölü’nün biraz altında ise Eğrikaya Obası yer alır. Karagöl Dağlarının en doğusunda bulunan 3040 metre yüksekliğindeki Kırklar tepesinin kuzey batı yamacında Camlı göl, doğu yamacında Sağrak Göl bulunur. Sağrak Göl’ün alt tarafındaki vadide ise Kanıağıl, Avşar, Yukarı Belen ve Aşağı Belen obaları yer alır. Yürüyüş sporuna çok elverişli olan Karagöl dağlarında yaz aylarında rehber eşliğinde yürüyüş yapılabilir.


SİS DAĞI YAYLASI
Giresun İli Görele İlçesinin sahile 40 km. mesafedeki en büyük dağı olan Aladağ’ın en yüksek tepesi Alimeydan (Sis) Dağı 2182 metre yüksekliktedir. Ağaç yetiştirme sınırı üzerinde çayırlar ve kır çiçekleri ile kaplı, çok geniş bir alana yayılmış küçük yaylalar topluluğundan meydana gelmiştir. Trabzon ve Giresun İlleri sınır bölgesinde yer alan bu yörede Temmuz başına kadar karlar erimez. Bu gruba dahil Sispazarı yaylası, Erikbeli Turizm Merkezinin 25 km. kadar kuzeybatısında yer alır. Sis Dağına Giresun-Eynesil yakınlarından sahilden içeri giren yaklaşık 40 km.lik köy yolu ile ulaşılabilir.
Ham toprak yola sahip yaylaya sezonda vasıta bulmak mümkündür. Su ve elektriğin mevcut olduğu yaylada yaz aylarında bakkal ve kasap gibi hizmetler bulmak mümkünse de konaklama imkanı yoktur.
Her yıl Temmuz ayının üçüncü Cumartesi günü yapılan “Sis Dağı Şenlikleri” yöredeki çok sayıda köy ve obadan gelenlerin katılmasıyla kutlanır.
Sis Dağı Yaylasında Orman Bölge Müdürlüğünce tesis edilen 10 hektar alana sahip orman içi piknik alanı, günübirlik rekreasyona hizmet vermektedir. Sis Dağı “C Statüsünde Milli Park” olarak korunmaya alınmıştır.


ÇAKRAK YAYLASI
Giresun’a yaklaşık 80 km. uzaklıktaki Çakrak yaylasına Yağlıdere ve Kümbet yaylası üzerinden ulaşmak mümkündür. Çakrak merkezinde 3 kemer köprü, iki tarihi kilise kalıntısı, Çakrak yakınlarındaki Kırkharman Obasında sağlam bir kilise ile beş değirmen kalıntısı bulunmaktadır. Ayrıca Çıkrıkkapı Obası’nda 7 km uzunluğundaki “Hacı Abdullah Duvarı” görülmeye değerdir.

 

 

 


PAŞAKONAĞI YAYLASI
Denizden 1450 m. Yüksekliktedir. Yaylaya Bulancak İlçesi Kovanlık beldesinden ulaşılmaktadır. Paşakonağı yaylası sarı, mor ve beyaz açelyaları (orman gülleri) derin vadileri ve bu vadilerdeki şelaleleri ile ünlüdür. Yaylada konaklamak için buraya 5 km. uzaklıktaki Sarıalan Orman Tesislerinden yararlanılabilir. Tesisin bulunduğu geniş çayırda çadır kurmakta mümkündür. Yaylada gezilip görülebilecek doğal güzellikler Karasay Şelalesi, Geçilmez Vadisi, Çiğseli Gölü ve Kızılot Çayırıdır.

 

 

 

MELİKLİ OBASI YAYLASI
Kulakkaya’nın hemen yakınındaki Melikli Obası Yaylası, çevresi ladin ormanları ile çevrili, orman gülleri ve yabani açelyalarla bezenmiş çim sahaları ile güzel bir peyzaja sahiptir. Düşük vasıflı toprak yolu dağlardan küçük şelaleler yaparak inen derelerle kesilir.
Yaylada günübirlik piknik için gerekli yiyecekler temin edilebileceği gibi, 2 km mesafedeki Yavuzkemal yerleşmesinde sağlık ve PTT hizmetleri de bulunmaktadır. Organize tesis bulunmayan yayladan günübirlik piknik amacıyla yararlanılmaktadır.

 

ANASTOS YAYLASI
Alucra İlçesinin güneydoğusunda yaklaşık 10 km. uzaklıkta bulunan yaylaya Kamışlı köyü üzerinden ulaşılmaktadır. Elektrik su ve telefona sahip yaylada yapraklı ve iğneli ağaçlardan oluşan kırma bitki örtüsü ilginç bir peyzaj sergiler. Yayla yolunun iyileştirilmesi ve düzenli piknik alanı tesisi ile yaylanın Alucra’ya daha iyi bir hizmet vermesi sağlanır.


TAMDERE YAYLASI
Kümbet ve Bektaş yaylalar grubu gibi, Tamdere yaylası da Dereli İlçesi sınırları içinde ve Giresun-Şebinkarahisar yolu üzerindedir. Asfalt devlet yolu ile ulaşılan Tamdere, Giresun’a yaklaşık 70 km. Şebinkarahisar’a ise 27 km. uzaklıktadır. Karayolu kenarında kalan muhafazalı bir vadi içerisinde bulunan yayla yerleşmesi, çiçeklerle bezeli çayırlarla kaplı tepelerle çevrilmiştir.
Elektriği ve suyu bulunan yayla genellikle Şebinkarahisar yöresi halkı tarafından kullanılmaktadır.

 

DİĞER YAYLALARIMIZ
Bunların dışında Giresun’da daha bir çok mahalli yayla bulunmaktadır. Genelde hayvancılık ve diğer ekonomik faaliyetler için kullanılan yaylalardan yazın reaksiyon amacıyla da yararlanılmaktadır. Yukarıda saydığımız yaylalar haricinde diğer yaylalarımızın en fazla bilinenleri Bulancak Sanalan, Dereli Çağman ve Isırganlı, Alucra Çakrak, Güllüce, Tohumluk, Seydişıh, Aydın, Çamlı, Akyatak, Ağalıkkıranı yaylaları, Eynesil Panayır, Kanatdüzü, Tirebolu Kavraz, Ağaçbaşı, Espiye Çalal, Günlük, Karadoğa, Karaovacık, Şebinkarahisar Kınık, Eğribel, Başyayla ve Tutak yaylalarıdır.

YAYLA ŞENLİKLERİNİN DOĞUŞU
Yayla şenliklerinin temelinde Doğu Karadeniz Bölgesinde yaygın bir gelenek olan “OTÇU GÖÇÜ” yatmaktadır. Mısırların 20-30 cm. büyüdüğü zamanlarda aralarda sık biten kısımların araları 30-40 cm. açılacak şekilde sökülmesine “SIK KAZMA” dibindeki otların ikinci kez temizlenmesine ve fındık bahçelerindeki otların tırpan veya oraklar la biçilmesine de “OT BİÇME” denilmektedir.
Bu işlerden iyice yorulan ve işleri biten cenikliler (köy ve şehirlerde oturanlar) yorgunluklarını atmak ve eğlenmek için temmuz ayı içinde yaylalara yaptıkları toplu gezi ve ziyaretlerine “OTÇU GÖÇÜ” denir. Zaman olara mısır otunun alınması ile fındık toplamaya başlama zamanı arasında kalan 15-20 günlük süredir. Genellikle Perşembe ve Cuma günü yaylaya götürülecek yiyecek ve giyecekler paketlenir, yola çıkılır. Geçmişin getirdiği örf-adet gereği yolculuk sırasında pınarbaşlarında oturulur. Yenilir – içilir türkü ve horanlar söylenir.
Bu güzel geleneklerin kaybolmaya yüz tuttuğunun sezinlenmesi üzerine eski günlerin tekrar yaşanması amacıyla yayla şenlikleri düzenlenmeye başlanılmış ve büyük ilgi görmüştür.

YAYLALARIMIZDAN ÇEŞİTLİ GÖRÜNTÜLER


Gölyanı Yaylası


Aymaç Yaylası


Eğriambar Yaylası


Eğriambar Yaylası

 

Kaynak: hotelbasar.com.tr

 

WWW.HAKANAYGUN.TR.GG